Sevmem bir şeye bağımlı olmayı. Şu yabancı filmlerdeki destek gruplarından bizde de olsa gitmezdim asla kabullenip bağımlı olduğumu. Gitsem de saçma sapan konuşup muhtemelen atılırdım hepsinden tek tek.

Sevmem bağımlı olmayı ama olurum.

Kedilere, bir adama, ojeye, vişne suyuna, ne bileyim işte en kötü denize, güneşe, martiniye.

Bu şehre mesela, her adımına küfür ederim de gidemem. Kızarım ama hemencik affederim.

Sevmem ama bağlanırım.

Sonra da aniden kaçarım, sigaradan kaçtığım gibi.

Bir öyle olurum bir böyle. Çünkü sabit kalırsam, yakalanırsam ve anlaşılırsam sona erer her şey. Ve ben henüz buna hazır değilim.

Benim istediğim zaman, istediğim şekilde bitmeli bitecek her şey. Ve tüm olacaklara hazırlıklı olmalıyım. Ben sevmeli, ben nefret etmeliyim. Bencil miyim? Belki… Nesi kötü bunun?

Gidiyorum, en başında, başlamadan.

Kaçıyorum?

Kimin umurunda?

Seçim; benim…