Bir Kaç Yeni Ürün Denemesi

Her ne kadar etrafta bakımsız gibi dolansam da ciddi anlamda kendi ile uğraşan bi insan evladıyım.

Son dönemlerde kullandığım bir kaç üründen bahsetmek istiyorum size.

Nivea SOS El Kremi

Bir kaç ay evvel normalde kullandığım neutrogena el kremini bulamamam ve ambalajı pek benzeyen bu ürünü denemeye karar vermem ile başladı her şey.

Tek kelime ile “Vazgeçilmezim” diyebilirim.

Öncelikle boyutunun ufak oluşu devamlı çantamda gezdirmeme olanak sağlıyor. Ellerim ne kadar kuru olursa olsun, kremi kullandığımda yumuşacık oluyor.

Ne çok  su bazlı ne de yağlı. Koyu bir kıvamı var fakat cilt çabuk emiyor ve etki ediyor. Hafif, hoş bir kokusu var.

Üzerinde yazan “Anında rahatlatıcı kompleks” ve “200 kere uygulanabilir” ifadelerini ciddiye alabilirsiniz 🙂

Evde, çantamda ve iş yerimde birer tane bulunduruyorum.

Nereden Alırım?: Şu ana dek girdiği   her markette, kozmetik mağazasına  dikkatimi çekti. Çoğu yerden edinilebilir bir ürün.

Loreal Elseve Ballı Saç Kremi ve Saç Bakım Maskesi

Devamlı saçlarını boyatan ve kıvırcık, taranmayan saçları olan biri olarak bir sürü saç bakım ürünü kullandım bu zamana dek.

Özellikle saç kremi ve maskesi devamlı olarak kullandığım iki ürün.

Zaman zaman marka, ürün değişimine gidiyorum çünkü değişik ürünleri denemek hoşuma gidiyor.

Kullandığım ürünlerde ki en büyük sıkıntım genelde işe yaramamasından çok, ürünlerin kokusu oluyor.

Düşünün; kullandığınız şampuanın bir kokusu var, saç kreminin ayrı, jöle ya da kullandığınız bir başka saç şekillendiricinin ayrı ayrı kokuları var.

Kokuya karşı ciddi olarak hassasiyeti olan biri olarak, aldığım ürünlerin kokularına özellikle dikkat ederim. Eğer mümkünse kokusuz ya da hafif kokular tercihim olur.

Bu iki ürününde inanılmaz keskin fakat bir o kadar da büyüleyici bal kokusuvar. Bal özü yıpranmış saçları onarırken, harika kokusu sizi kendinizden geçiriyor diyebilirim. Ayrıca ürünün kokusunun keskin olmasından ötürü; şampuan ve kremin kokuları birbirine karışmıyor. Yoğun olarak krem kokusu kalıyor. Saç kuruduğunda ise koku büyük oranda hafifliyor. Üzerine kullanılan saç şekillendirici ürünün kokusu da bu sayede krem kokusuna karışmıyor. O zamanda sadece şekillendirici ürünün kokusu oluyor saçta. (Ah benim bu koku takıntım!)

Saçlarım çok yıpranmış olduğundan semsert bi haldeyken, bu ürün ile tanıştıktan sonra sertleşme, kırılma gibi sorunlarım kalmadı. Aynı serinin farklı saç tipleri için farklı konseptlerde farklı özlerde (kokularda) ürünleri var. Ben saçıma uygun olduğu için bal özlü olan ürünü tercih ettim. Diğerlerini de denemek lazım derim…

Saç kremini her duştan sonra kullanıyorum. 1-2 dk. bekletmek yeterli oluyor.

Maskeyi ise haftada 1 kez, saçlarımın ıslaklığını havlu ile aldıktan sonra uyguluyorum ve 3 dk. kadar beklettikten sonra yıkıyorum.

Nereden Alırım?: Bu iki ürünü Watsons’tan aldım ve başka yerde denk gelmedim.

Gliss Color Renk & Parlaklık  Koruyucu Işıltı Veren Serum

Ah benim durmadan renk değiştirip yıpranan zavallı saçlarım!!! Her hafta ev yapımı saç bakım yağı ile bakım yapsam, saç kremi de kullansam kendine gelmeyen uçları yanmış saçlarımı bir kaç gün evvel kısacık kestirdim.

Mübalağa etmiyorum inanın, öyle kısa oldu ki kulaklarımın üzerine bile düşmüyor saçlarım. Ama tüm yanıklardan kurtuldum ve en azından artık kıvırcık buklelerim geri dönecek…

Ama tabi ki her zaman ki gibi banyo sonrası kullanılmayan şekillendirici demek benim için kabarmış ve kuruduktan sonra asla toparlanması mümkün olmayacak saç demek. Fakat özellikle dışarı çıkmayacaksam saç şekillendirici ürün kullanmayı sevmiyorum. Sonuçta en doğalı bile kimyasal içeriyor. Bunun yerine sadece uçlara serum uyguluyorum az miktarda. Serum ise hem buklelerimi belirginleştiriyor hemde saçlarımın kabararak bir kabusa dönüşmesine engel oluyor…

En azından daha önce kuaförümden aldığım serum bunu gerçekleştirmişti. Biten serumun ismine bakmadan kutusunu çöpe atmam, kuaförümünde yeni evime çok uzak olmasından ötürü yeni bir ürün denemeyi uygun gördüm.

Öncelikle çok fazla serum ile karşılaşmadım. Az sayıda ki ürünün içinden ben Gliss’in ürününü seçtim çünkü saçta ki boyayı koruduğunu iddia ediyordu.

İlk kullanışım ile simleriyle karşılaştım ve şoka girdim!  Her ne kadar üzerinde “Işıltı Verici” , “Sıvılaştırılmış Kristaller” gibi ifadeler de olsa, bu kadar parlayacağını düşünmemiştim! O kadar simli ki saçlarım ışık altında parıl parıl oldu. Sürerken fark etmedin mi diyeceksiniz ama inanın fark edilmiyor çünkü sert sert ele gelen simler değil. Hakikaten sıvılaştırılmış kristaller 🙂

Parlama meselesi yetmiyormuş gibi ürün diğer beklentilerimi de karşılamadı ne yazık ki… Yalnızca harika bir kokusu olduğunu söyleyebilirim.

Nereden Alırım?: Bence almayın ama illa ki alıcam derseniz,  ben Watsons’tan edindim kendisini.

Amway Koltuk Altı Roll-On

Bu ürünle yazın en sıcak günlerinde sevgili mesai arkadaşım Oya sayesinde tanıştım. Kendisine sipariş ederken bende denemek istediğimi söyleyerek sipariş verdim.

Nasıl bir yaz geçirdiğimizi unutan yoktur diye düşünüyorum.

Ben ki terlemememe sorunu olan bir insan olmama rağmen yapış yapış olduysam terleyenleri düşünemiyorum…

Öncelikle ürün tam yaz aylarına  ve koltuk altına uygun bir ürün. Hafif ve ferah bir kokuya sahip, kıyafetleri bembeyaz yapmıyor, ürünün bilyesinin kenarlarında donma olmuyor. Bir kaç saat sonra benzer ürünlerde olduğu gibi ürün kuruyup, kaşındırmıyor, pul pul dökülmüyor. Cildim çok hassas olmasına rağmen bende hiç bir alerjik etkisi olmadı.

Nivea’ nın şu ürünü ile birlikte bu yazı çok daha rahat ve temizlik hissi ile geçirmemi sağladığını söyleyebilirim. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Bu bayan ürünü ama erkekler için olan üründe pek kullanışlı imiş.  Benden söylemesi !

Nereden Alırım?: Amway ürünlerini satan birini bulmanız yeterlidir.

Alix Avien Ojeler

Beni tanıyan, görenler bilir ki ellerim, tırnaklarım her daim bakımlı ve ojelidir. Çok nadirdir ojesiz gezmem. Törpülenmemiş, bakımsız, çatlak ellere benim dünyamda yer yoktur.

Yıllardır çoğumuzun olduğu gibi bende bir Flor Mar kullanıcısıydım. Fazla renk seçeneği (özellikle farklı kırmızı tonları, siyah ve parlament mavisini rahat bulabiliyor olmam), en uygun fiyatlı ürün olması, oje satılan her yerde bulunabilen bir marka olması bu seçimimde etkili bir rol oynadı tabi ki.

Ara sıra farklı markalar denesem de çoğunlukla Flor Mar kullandım. Ama bir süre önce Alix Avien’in de renk seçeneğinin arttığını fark etmemle birlikte bir karar aldım: Tüm ojelerimi değiştirmek.

Flor Mar az evvelde bahsettiğim gibi çok rahat bulunabilir ve renk yelpazesi geniş bir oje markası fakat bir kaç kullanımdan sonra  ne yazık ki oje katılaşıyor, sürmesi, kuruması zorlaşıyor kıvamı koyulaşıyor iyice. Özellikle koyu tonlarda oluyor bu. Ve tabi koyulaşan oje zor kuruyor.

Pastel’i ise sürmek tam bir işkence, çünkü en az 3-4 kat sürmek gerekiyor özellikle açık renklerde. Çünkü hiç kıvamı yok gibi.  Kat kat sürülen oje de zor kuruyor.

Golden Rose’u yalnızca 1 kez denedim ve beğenmedim çünkü kalıcı değildi, fırçasını beğenmedim ayrıca.

Alix Avien’e gelince öncelikle; fırçası çok güzel ve kolay bir sürüm sağlıyor. Ne kadar koyu renkli olursa olsun daha evvel kullandığınız bir ojeyi 6-7 ay sonra tekrar kullanmak istediğinizde kesinlikle kıvamında koyulaşma olmadığını görüyorsunuz. Kat kat sürmek gerekmiyor sonuç almak için. Çabuk bozuluyor ve en güzeli çabuk kuruyor . Şişe tasarımına da bayılıyorum ayrıca 🙂

E hal böyle olunca da yaklaşık 20 tane olan Flor Mar – Patel markalı ojelerimi de sağa sola dağıttım ve bir sürü Alix Avien aldım 🙂 Özellikle aldığım yeşil (217 – imajdaki yeşil değil) ve mor (168 – imajdaki mor) bir harika diyebilirim.

Kısa süre içinde tüm Alix Avien’lerimi fotoğraflandırıp numaralarını belirteceğim 🙂

Nereden Alırım?: Hemen hemen her yerde bulmanız mümkün.

Şimdilik hoşçakalın…